Monday, May 21, 2007

Sağlığa Genel Bakış

Merhaba Arkadaşlar,

İlk yazıma başlıyorum. Yazılarımda çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgileri özetleyeceğim. Daha detaylı bilgi edinmek isteyenler içinse adresleri yazının alt kısmına kopyalacağım. Bu yazımda ise herhangi bir alıntı yok. Genel görüşlerimi yazıyorum.

Gelelim konumuza... Günümüzde delicesine herşeyin hijyenik, mikropsuz ve temiz olması gerektiği konusunda bir inanç var. Yediğimiz elmada kurt olmasın, evde böcek gezmesin, içtiğimiz süt süper hijyenik olsun vesaire. Fakat şöyle bir de gerçek var ki biz de canlı hücrelerin birleşimden oluşuyoruz ve içlerinde hiçbir canlı organizmanın yaşayamadığı bir yiyeceği yediğimizde, kozmetik bir maddeyi kullandığımızda ya da ellerimizi "anti-bakteriyel" şeylerle temizlediğimizde bizim canlı dokularımız da o ilaçlı elmaların üzerinde yaşam mücadelesi veren kurtların durumuna düşüyorlar.

Çağımızda beslenme, sağlık, güzellik ve temizlik endüstrileri insan sağlığını düşünmekten çok para kazanma amaçlı ürünler çıkararak pazarlıyor. Örneğin yediğimiz yiyeceklere katkı maddeleri katılmazsa bu yiyecekler kısa sürede bayatlar, raf ömrü kısalır. Ucuz kimyasal katkı maddeleri de besin endüstrisi için mükemmeldir. Hem yiyecek 2-3 sene dayanır, çürümez (içinde mikro organizma üreyemez), hem de ucuza mal olur. Böylece birileri paralarına para katarlar. Kozmetiklerse ayrı bir dünya. Elimize bir kozmetiği alıp arkasını okuduğunuzda içindekiler kısmında yazanlardan çoğunu anlamayız. Ama şurası kesindir ki onların çoğu bizim yiyebileceğimiz doğal şeyler değildir. Ben derim ki ağız yoluyla yiyemeyeceğiniz bir kremi vücudunuza sürmeyin. Çünkü cildinize sürdüğünüz şey deriniz tarafından emilir ve hücreleriniz tarafından kullanılır. Yüzünüze sürdüğünüz kremi bir şekilde yemiş olursunuz.

Bu tip konularda ülkemizde henüz pek bilinç yok. Tadı güzel, cildim daha güzel, saçım daha parlak diye alıp kullanıyoruz ama içindekiler kısmını umursamıyoruz. Bu kullandığımız maddelerin mutlaka zararsız olduklarını, zararsız olmasalar zaten piyasada satılamayacaklarını, hatta hatta denetimden falan geçtiklerini zannediyoruz. Reklamlar ve gizli reklam niteliği taşıyan gazete haberleri de bu konularda bizi uyutmaya devam ediyorlar. Kronik alerjiler, sinüzit, kepek, cilt bozuklukları, astım, depresyon, kabızlık, kemik erimesi, hormonal bozukluklar, kısırlık, kanser ve daha niceleri. Bugün görülme sıklığı artmakta olan pek çok hastalığın birincil sebebi farkında olmadan tükettiğimiz kimyasallardır. Gazetelerde yazdığı gibi hareketsiz yaşam ve stress faktörleri ise aslında ikincil sebeplerdir. Bu kozmetiklerde kullanılan kimyasallar ülkemizde ve ABD'de (bu kısım senin için Başak:)) denetimden geçmezler. Tarım ve hayvancılıkta da hormon ve zararlı kimyasal kullanımına Türkiye ve ABD'de büyük oranda izin verilmektedir.

No comments: